Korku, yaşamın olağan ve doğal bir parçası, kızgınlık, sevinç ya da üzüntü gibi bir duygudur. Korku insanların görünen ve görünmeyen tehlikeler karşısında gösterdikleri en doğal tepkidir. Aslında her korku kendimizi savunmamızı sağlayan bir mekanizmadır ve anlamı vardır. Bulunduğumuz duruma uygun tepki vermemizi, bizi tehdit edici bir durum karşısında kendimizi korumamızı sağlar. Yaşamımızın belirli dönemlerinde ortaya
Çocuklarınız sizin çocuklarınız değildir. Onlar kendini özleyen hayatın oğulları ve kızlarıdır. Onlar sizin vasıtanızla gelir, ama sizden gelmezler. Ve sizinle birlikte olmalarına karşın, size ait değildirler. Siz onlara sevginizi verebilirsiniz, düşüncelerinizi değil, Çünkü onların kendi düşünceleri vardır. Onların bedenlerini barındırabilirsiniz, ruhlarını değil, Çünkü onların ruhları, rüyalarınızda bile ziyaret edemeyeceğiniz yarının sarayında yaşar. Sizler onlar gibi
Çocuklarının yalan söylediğini görmek anne babaları endişelendirir. Çocuklarının geleceği ile ilgili kaygılanırlar. Çoğu zaman nedenini anlayamazlar, çaresiz kalırlar. Anne babalar bazen çocuklarının doğruyu söylemesini çok erken bir dönemde bekleyebilmektedirler. Oysa 3 yaş çocuğunun öyküler uydurması ve taklit oyunlarından hoşlanması doğaldır. Öykü uydurmak ve taklit etmek yalan söylemek değildir ve çocuğun yaratıcılığı için önemlidir. Yaşamın ilk
Anne baba olmak, insan yaşamının en güzel ve önemli aşamalarından biridir. Günümüz anne babaları, çocuklarının yetişmesine, beden sağlığına olduğu kadar ruh sağlıklarına da önem veriyorlar. ‘Nasıl daha iyi anne baba olabilirim, nasıl daha güçlü, kendine güvenen çocuklar yetiştirebilirim? ‘ sorularını kendilerine soruyorlar. Çocuk ruh sağlığı, çocukların ruhsal sorunlarını inceleyen ve çözmeye çalışan bir uzmanlık alanıdır.
Çocukların her yaş dönemindeki en önemli ihtiyaçlarından birisi anne babalarından ilgi alma ihtiyacıdır. Çocuklar bunun için en olumsuz şeyleri bile yapabilirler. Çoğu zaman aileler neden çocuklarının bu tür davranışlarda bulunduklarını anlayamazlar. Çocuklarsa tesadüfen de olsa anne babalarının hoşuna gitmeyen, yapma dedikleri bir davranış keşfederlerse daha sonra bu davranışın alışkanlık haline gelme olasılığı yüksektir. Bir süre
“Anne arkadaşlarım beni sevmiyor, benle oynamak istemiyor, benle alay ediyorlar, bana vuruyorlar, hep Ayşe’nin dediği oluyor, onun istediği oyunu oynuyoruz.” Bu cümleler şimdilerde kimi anne babaların yüreklerini burkan cümleler… Yuva çağından başlıyor çocuklar arasındaki ikilileşme. Birlik olup Ayşe’yi aralarına almıyorlar. Ayşe’ye eziyet ediyorlar. “Sen dün Ali’yle oynadın bizle oynayamazsın diyorlar.” Bir arkadaşı kendine alma, başka
- 1
- 2